Hala dijitalleştiremediklerimizden misiniz?


Teknolojinin hızlı gelişimiyle dijitalleşme artık bir seçenek değil, zorunluluk. Dünya önümüzdeki 5-10 yıl içinde devrim niteliğinde gelişmelere sahne olacak. Ben şu satırları yazarken dahi dünyada onlarca cihaz diğer cihazlarla ve insanlarla birbirine bağlanıyor. Değişim çok hızlı ve geleceğe bugünden hazırlanmak için hala çok geç kalmış sayılmayız. Bizi bu hızlı dönüşüme iten nedenlerin en önemlilerinden biri orta gelir sınıfı insan sayısındaki artış. 2030 yılında nüfus artışı ve şehre göç sonucu şehirlerde yaşayan nüfüsun 5 milyar kişi olacağı öngörülüyor ve bu 5 milyar kişinin de trilyonlarca euro harcama potansiyeline sahip olması… Nüfus artışı ile birlikte sadece gıdaya değil dijitalleşmeye yönelik çalışacak işgücüne de ihtiyaç artacak. Forbes’un yaptığı bir araştırmaya göre 10 yıl önce “Uygulama Yazılımcısı”, “Millenial (Milenyum Çağı) Uzmanları” ya da “Bulut Bilişim Uzmanı” gibi iş kolları ve uzmanlıklar yoktu. Dolayısıyla teknolojinin gündelik hayatımıza daha çok yerleşmesiyle insan gücüne, yaratıcılığına da fazlasıyla gereksinim olacak. Yeni iş kolları, yeni meslekler ortaya çıkarken bugün bildiğimiz pek çok mesleğin adı dahi anılmayacak.

Yapay zeka önümüzdeki on yılın en çığır açıcı teknolojilerinden biri olacak
Dünyada yapay zekanın ilk defa konuşulmaya başlandığı zamanlar 1950’li yıllar. Peki, son 10 yıldaki hızlı gelişimine ne demeli? Yapay zeka alt sektörünün, 2023 yılında 14 milyar dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Çünkü her gün inanılmaz büyüklükte bir veri yığını üretiyoruz ve bu yığının altında kalmamak ve doğru, hızlı kararlar verebilmemiz için yapay zekaya ihtiyacımız artıyor. Dünyada üretilen verinin çok büyük bir bölümünün de son 4-5 yılda üretildiğini söylersek yanlış olmaz.
McKinsey Global Institute’ın Kuzey Amerika ve Avrupa’daki 7 ülkeden 3 bin 31 şirketle gerçekleştirdiği yapay zeka ve otomasyon temalı araştırmaya göre kendilerini “yapay zeka teknolojilerini tamamen benimsemiş” olarak tanımlayan şirketlerin yüzde 71’i gelirlerinde yüzde 10 civarı artış beklediklerini iletmişler. Yapay zekayı yok sayan şirketlerin ise diğerlerine göre geride kalma, nitelikli işgücünü kaybetme riski ve rekabet güçlerini yitirme ihtimalleri çok yüksek.

Nesnelerin İnterneti elektronik ürün tasarımlarının vazgeçilmezi olacak
Gartner’ın 2018 ve ötesi için en önemli stratejik öngörülerini derlediği bir raporuna göre; Nesnelerin İnterneti (IoT), 2020 yılında elektronik ürünlerin neredeyse tamamında rol oynayacak. Rapora göre, 2020 yılına kadar IoT teknolojileri her yeni elektronik ürün tasarımının yüzde 95’inde yer alacak. Yeni teknolojiler ile birlikte gelecek yeni fırsatlar, dijitalleşmeyi daha fazla derinleştirerek daha esnek bir yapıya dönüştüreceğe benziyor.

Peki böylesine hızlı dijitalleşen bir dünyaya hazır mıyız? İşte tam da bu noktada yapılması gerekenlerin başında gelişen dünyaya ayak uydurarak trendleri takip etmek, ilham almak ve bu dönüşüme direnmeden kendimizi akıntıya bırakmamız ya da belki de akıntıya yön vermemiz gerekiyor Çığır açıcı teknolojileri bugünden iş süreçlerimize entegre etmemiz ve buna yeni iş ve gelir modelleri ortaya koymamız bizi bu dönüşüm fırtınasında hasar almadan karaya ulaştıracaktır.

Gençler sorgulayıcı olmalı
Türkiye genç nüfusuyla dünyaya kıyasla oldukça dinamik bir ülke. Yeniliklere açık, teknolojiye meraklı genç bir nüfusa sahibiz. Bu ülkemiz adına çok büyük bir avantaj. Çünkü daha çok sorgulayan, teknolojinin kendisinden çok teknolojiyle hayatımızı değiştiren çözümlere kafa yoran, nitelikli gençler; Türkiye’yi bu dönüşüm çılgınlığında çok daha ileri seviyelere taşıyacaktır. Ben aldığı, gördüğü eğitimle yetinmeyerek kendini geliştiren, merak eden, girişimci yönü yüksek gençlere inanıyorum ve önümüzdeki on yılda en büyük değişimi onlarla ve onlar sayesinde yaşayacağımızı düşünüyorum.